| 
      
        |  | Başlıklar |  
        
         | 
      
 Kronik Lenfositer Lösemi Lösemi kemik  iliği ve kanın kanseri olup, akut veya kronik gidişli olabilirler. Akut  kelimesi hastalığın hızlı, kronik ise yavaş bir seyir gösterdiğini tanımlamak  için kullanılır.  Kronik  lenfositer lösemi (KLL) vücudumuzun savunma hücreleri  akyuvarların bir  alt tipi olan lenfositlerden kaynaklanan kan ve kemik iliği  kanseri  türüdür. En sık görülen kronik lösemi tipidir. Amerika’da 2008 yılında 15.110  yeni KLL hastası ve yaklaşık 90.179 yaşayan KLL hastası bildirilmiştir. Bizim  ülkemizde sıklığı ile ilgili istatistiksel bir  bilgi yoktur.
 Lenfosit adı  verilen tek bir hücre kanser hücresine dönüşüp, zamanla çoğalarak kemik  iliğinde ve lenf düğümlerinde normal lenfositlerin yerini alırlar. Bu hücreler  normal lenfositlerin aksine enfeksiyonla mücadele etme yeteneğini  kaybetmişlerdir.
 KLL genellikle  60 ve üzeri yaşlarda ortaya çıkmasına rağmen hastaların %15’i 50 yaşın  altındadır.
 Hastalığın  Nedenleri ve Risk FaktörleriKemik iliğinde  bulunan tek bir hücrenin DNA’sında sonradan meydana gelen değişiklik nedeniyle  lenfositler diğer hücrelere göre daha fazla çoğalır ve özellikle de daha uzun  yaşarlar. Bu hücreler KLL hastalarındaki lösemi hücreleridir. Bu hücreler kemik  illiğinde çoğalarak, periferik kanda da ve çeşitli organlarda birikim yaparlar  ve normal kan hücrelerinin üretimini bozarlar. Hastalığın neden ortaya çıktığı  bilinmemektedir. Radyasyon ve benzen maruziyetinin diğer hematolojik  hastalıklarda rolü olmakla birlikte KLL gelişimindeki etkisi gösterilememiştir.  Bazı çalışmalar böcek ve haşere ajanlarına maruziyetin ve Vietnam Savaşı  sırasında kullanılan “Agent Orange” adlı maddenin KLL gelişme riskini  arttırdığını desteklemektedir. KLL bulaşıcı bir hastalık olmayıp, kalıtsal  geçiş göstermez. Ancak aynı ailede birden fazla KLL hastasının tanımlandığı    olgu sunumları mevcuttur.
  Hastalıkla  ilgili Belirti ve Bulgular   Erken evredeki  bazı hastalarda hiçbir yakınma olmayabilir. İştahsızlık, kilo kaybı, gece  terlemeleri, özellikle hareketle belirginleşen halsizlik, nefes darlığı, normal  insanlara göre enfeksiyonlara daha yatkın olduklarından sık soğuk algınlığı,  alt solunum yolu enfeksiyonları, idrar yolu enfeksiyonları geçirebilirler. Lenf  bezelerinde büyüme, dalakta büyümeye bağlı ağrı, erken doygunluk yakınmaları da  görülebilir.
  Tanı  Sırasında İstenen Tetkikler  Hastalar  ya rutin tetkikler sırasında tesadüfen veya belirti ve bulguları olan  hastalarda yapılan tahlillerde kan sayımlarında akyuvar sayısının  yüksek  bulunması ile Hematoloji Bilim Dalına yönlendirilirler. Basitten karmaşık olana  doğru KLL tanısı konarken istenen tetkikler;
 1-     Tam Kan Sayımı: Akyuvar sayısında artış (esas olarak artan hücre  grubu lenfositler), hastalığın evresine bağlı olarak kansızlık (anemi),  kanamayı önleyen kan pulcuklarında (trombositler) azalma da izlenebilir.
 2-       Periferik Yayma: Kanın bir cam üzerine yayılıp, özel boya ile  boyanmasından sonra mikroskop altında incelenmesiyle yapılan bu testte görülen  akyuvarların çoğunluğu lenfositlerden oluşur (normalde lenfosit oranı  %25-35’dir). Bu lenfositler yayma yapıldığında kolayca parçalandıklarından  “basket hücresi” adı verilen bir görüntü oluşturabilirler.
 3-       Kemik iliği aspirasyon ve biyopsisi: genellikle leğen veya göğüs kemiği  gibi bölgelerden özel iğneler kullanılarak uyuşturma işlemi ile ağrısız şekilde  alınan kemik iliği hem cam üzerine yayılarak boyanır (kemik  iliği aspirasyonu), hem de aynı seansta 1 cm. uzunluğunda ilikten  parça alınır (kemik iliği biyopsisi). Bu örneklerde artmış lenfositler ve ilik  dokusu içindeki tutulum şekillerine bakılarak hastalığın seyri konusunda fikir  edinilir.
 4-       İmmünfenotiplendirme (=flowsitometrik analiz): KLL hastalarında artan  lenfositlerin tek tip hücreden gelişip gelişmediğini (monoklonalitenin varlığı  kanser tanısı koyarken önemlidir) göstermede ve B tipi mi, T tipi  lenfositlerden mi kaynaklandığını belirlemede ve KLL’ye çok benzeyen diğer  lösemi ve lenfoma tiplerinden ayırt edilmesinde oldukça yardımcı bir kan veya  ilik örneklerinden çalışılabilen bir tetkiktir.
 5-       Sitogenetik ve FISH analizi: KLL hücrelerinin kromozom incelemelerinde  anormallik saptanabilir ve hastalığın gidişi ile ilgili bize önemli bilgiler  verebilir.
 6-       Kanda immünglobulin düzeylerinin takibi: KLL hastalarında immünglobulin  düzeylerinde azalma tekrarlayan enfeksiyonlara yol açabilir
 7-      b2 mikroglobulin: Bu proteinin artması hızlı büyüyen  hastalığın bir göstergesidir.
 Hastalığın  Seyri  Erken evrelerde  hiçbir tedavi verilmeyen, hiçbir yakınması olmayan hastalar olabileceği gibi  başvuru sırasında çok sayıda hastalıkla ilgili belirti ve bulguları olan ileri  evre hastalarda bulunabilir. Hastalığın vücutta yaygınlık derecesinin  belirlenmesi “evreleme” olarak adlandırılır. Evreleme aşağıda belirtildiği  şekilde yapılmaktadır:
 Evre 0: Sadece kanda mutlak lenfosit artışı ( >5000/mm3)
 Evre I: Mutlak lenfositozla birlikte lenf bezelerinde büyüme
 Evre II: Dalakta büyümenin eklenmesi
 Evre III: Kansızlık gelişmesi (Hb <11 g/dl)
 Evre IV: Trombositlerde azalma olması ( < 100.000 /mm3)
 Başvuru  sırasında erken evre olup, hastalıkla ilişkili yakınmaları bulunmayan ve  hastalığı çok yavaş ilerleyen hastalar tedavisiz izlenebilirler. Tedavinin  verilmemesi hastalarda tedirginlik yaratmamalıdır. KLL uzun süre, ilerleme  olmaksızın, hastanın sağlık durumunu bozmadan gidebilen bir lösemi tipidir.  Tedavisiz takip edilen hastalarda belli aralıklarla kan tetkikleri ve fizik  muayenesi yapılır. Takiplerde evrede ilerleme olup olmadığı izlenir ve evre  ilerlerse (evre II ve üzerinde) veya evre dışında kandaki lenfositlerin 6 ayda   iki katı veya üzerine çıkması, sık tekrarlayan bakteriyel enfeksiyonların  varlığı, hastalıkla ilişkili iştahsızlık, kilo kaybı, gece terlemesinin  gelişmesi durumlarında da tedavi başlanabilir.
 
 Tedavi Yaklaşımları
  1- İlaç  Tedavisi
 Tedavi başlama  kararı verilen hastalarda kemoterapi ve/veya monoklonal antikor tedavisi  verilmektedir. Kemoterapi için kullanılan ilaçların bir kısmı ağızdan bir kısmı  damardan uygulanabilmektedir. Bazen iki veya daha fazla ilaç bir arada uygulanabilmektedir.  KLL hastalarında kullanılan ağızdan (oral) veya damardan (i.v) verilebilen  ajanların isimleri aşağıda belirtilmiştir:
 
      KlorambusilSiklofosfamidVinkristindoxorubisinPrednizonFludarabinKladribinMonoklonal antikorlar (rituksimab, ofatumumab ve obinutuzumab gibi monoklonal antikorlar lenfosit yüzeyindeki özel bölgelere bağlanıp tümöre özgül hücre yıkımı yaparlar)İbrutinib ve idelalisib gibi hücre içi yolak inhibitörleri  2- Kök hücre  nakliKök hücre nakli  ile hastanın lösemik kemik iliğinin, doku grubu uyumlu tamamen sağlıklı bir  iliğe sahip kişiden alınan kök hücreleri ile yer değiştirerek löseminin ortadan  kaldırılması mümkün olabilmektedir. Yavaş ilerleyen KLL hastaları veya ileri  yaş hastalar da kullanılmayan tedavi riski yüksek olan bir tedavidir.   Hızlı ilerleyen, 55 yaş altı seçilmiş bir kısım KLL hastasında HLA doku  grubu uygun kardeşi varsa uygulanabilecek tedavi yaklaşımlarından biridir.
 
 3- Destek Tedaviler
 ·         i.v. immünglobulin destek tedavisi: Sık tekrarlayan bakteriyel enfeksiyonu  olan KLL hastalarında veya belirgin IgG düşüklüğü olan hastalarda 20-30 günde  bir uygulanabilir
 ·         Büyüme faktörleri ile destek tedavisi kan sayımlarının daha çabuk  düzelmesine ve daha yüksek dozlarda kemoterapi uygulanmasına olanak  vermektedir.
 ·         Belirgin kansızlığı veya trombosit düşüklüğü olan hastalarda eritrosit ve  trombosit transfüzyonları yapılabilir.
 ·         KLL hastalarında enfeksiyon geliştiğinde antibiyotik, antifungal ajanlarla  tedavi başlanmalıdır
 ·         Her yıl grip aşısı ve 5 yılda bir pnömokok aşısı (akciğer enfeksiyonuna karşı)  yapılmalıdır
 
 Klinik Çalışmalar
  Yeni ilaçları ve  tedavi yaklaşımlarının etkinliğini, hangisinin ilk aşamada kullanılacağını  araştıran çalışmalar devam etmektedir. KLL hastaların da yeni tanımlanmış  hastalık gidişi ile ilgili bilgi veren önemli belirteçler vardır: İmmünglobulin  ağır zincir değişken bölge mutasyonu (IgHv) , KLL hücrelerinin yüzeyinde CD38  veya ZAP-70 dışa vurumlar gibi…
 
 Tedavinin Yan Etkileri
  Tedavi  başlamadan önce hastalar yan etkiler açısından bilgilendirilmelidir. Bazen yan  etkiler çok kısa sürebileceği gibi bazen de ciddi olup uzun süre devam  edebilir. Tedavi bitiminden sonra çoğunlukla yan etkiler de geçmektedir.
 KLL tedavisi  sırasında görülebilecek yan etkiler;
 - kansızlık
 - Aşırı  yorgunluk
 -  enfeksiyonlar
 - bulantı
 - saçlarda  dökülme
 KLL seyri  sırasında başka hematolojik kanserlere dönüşüm gösterebilmektedir. KLL  hastalarının az bir kısmında bir grup lenf düğümü diğerlerine göre daha fazla  büyür, ateş ve kilo kaybı gelişir. Buna “Richter Transformasyonu” adı verilir.  Az bir kısım KLL hastasında “prolenfositik lösemi” ve akut lösemilere de  dönüşüm söz konusu olabilmektedir. Kaynaklar ve  Web siteleri 
      www.mayoclinic.comwww.leukemia-lymphoma.orgwww.cancer.govwww.cancerPublications.comwww.hematology.orgwww.nccn.org   |