Turk J Haematol 2016 Apr 18

The Prognosis Of Adult Burkitt's Cell Leukemia In Real-Life Clinical Practice.

Malkan ÜY, Güneş G, Göker H, Haznedaroğlu İC, Acar K, Eliaçık E, Etgül S, Aslan T, Balaban S, Demiroğlu H, Özcebe OI, Sayınalp N, Aksu S, Büyükaşık Y.
GİRİŞ ve AMAÇ: Yapılan birçok çalışmada Burkitt lenfomanın seyrinin düzeldiği, hatta kemik iliği nakli ihtiyacının ortadan kalktığı ileri sürülmektedir. Ancak birkaç ileriye dönük çalışma haricinde, güncel tedavi yöntemleri altında hastalığın lösemik formunun seyri hakkında araştırma yapılmamıştır. Bu çalışmanın amacı Burkitt lösemi (BL) hastalarının klinik seyrinin, benzer tedavi alan ve transplantasyon uygulanmayan diğer akut lenfoblastik lösemi (ALL) hastaları ve ilk remisyonlarında allojenik kök hücre nakli uygulanan (ASCT) ALL hastalarıyla kıyaslanmasıdır. YÖNTEM ve GEREÇLER: Geriye dönük olarak tasarlanan bu çalışmaya yaşları 16 ile 63 arasında değişen, 2000 ile 2014 yılları arasında Hacettepe ve Gazi Üniversitesi Hastaneleri’ne başvurup kür amacıyla intensif tedavi verilen BL hastaları alınmıştır. Transplantasyon haricinde benzer tedavi protokolüyle tedavi edilen tüm ALL hastaları (NTxALL) ve aynı dönemde ilk tam remisyonlarında ASCT uygulanan hastalar (TxALL) kontrol grupları olarak çalışmaya alınmışlardır.
Ş ve AMAÇ: Yapılan birçok çalışmada Burkitt lenfomanın seyrinin düzeldiği, hatta kemik iliği nakli ihtiyacının ortadan kalktığı ileri sürülmektedir. Ancak birkaç ileriye dönük çalışma haricinde, güncel tedavi yöntemleri altında hastalığın lösemik formunun seyri hakkında araştırma yapılmamıştır. Bu çalışmanın amacı Burkitt lösemi (BL) hastalarının klinik seyrinin, benzer tedavi alan ve transplantasyon uygulanmayan diğer akut lenfoblastik lösemi (ALL) hastaları ve ilk remisyonlarında allojenik kök hücre nakli uygulanan (ASCT) ALL hastalarıyla kıyaslanmasıdır. YÖNTEM ve GEREÇLER: Geriye dönük olarak tasarlanan bu çalışmaya yaşları 16 ile 63 arasında değişen, 2000 ile 2014 yılları arasında Hacettepe ve Gazi Üniversitesi Hastaneleri’ne başvurup kür amacıyla intensif tedavi verilen BL hastaları alınmıştır. Transplantasyon haricinde benzer tedavi protokolüyle tedavi edilen tüm ALL hastaları (NTxALL) ve aynı dönemde ilk tam remisyonlarında ASCT uygulanan hastalar (TxALL) kontrol grupları olarak çalışmaya alınmışlardır.

BULGULAR:

Santral sinir sistemi ya da ekstra medüller tutulum hızları, tanı anındaki LDH düzeyleri ve beyaz küre sayısı BL hastalarında NTxALL hastalarına göre istatistiksel olarak anlamlı olacak şekilde daha yüksekti. BL hastaları TxALL hastalarıyla benzer hastalıksız sağkalım (DFS) süresine sahip olmakla beraber, NTxALL hastalarında DFS süresi önemli oranda azalmıştı. Kümülatif nüks insidansı ve kümülatif nüks dışı ölümler NTxALL hastalarında TxALL ve BL hastalarında kıyasla daha fazlaydı. TARTIŞMA ve SONUÇ: Sonuç olarak, geniş kabul gören modern bir rejim olan R- HyperCVAD ile tedavi edilen BL hastalarında DFS süresi allojenik transplantasyon uygulanmış diğer ALL hastaları ile benzer bulundu. Bizim çalışmamızın sonuçları, literatürde ileri dönük dizayn edilmiş ancak kontrol grupları ile karşılaştırma olmadan yapılmış ve BL’ de transplantasyon gerekmediğini öne süren az sayıdaki çalışma ile örtüşmektedir.